Kadın -Erkek ilişkileri ve farklılıkları hakkında çok sayıda kitap, yazı ve edilmiş kelam var dolayısıyla "büyük sırrı" çözdüm gibi bir iddiam yok. Bu yazıda ama en azından kendi deneyim, gözlem ve okuduklarımla oluşturduğum düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Kadın, belki de hormonlarından, genlerinden, hayal güçlerinden ve en önemlisi annelikten içgüdüsünden gelen bir yetenek ile sevgiyi neredeyse sıfırdan oluşturan taraftır. Tüm zorluklara rağmen annenin bebeğine-çocuğuna duyduğu sevgi bunun en somut kanıtı bence.
Kadın-Erkek ilişkilerinde bunun en somut yansıması, belki de kadınların hiç tanımadıkları sanatçılara veya tanısalar da hiç karşılık almadıkları erkeklere duydukları yoğun platonik aşkıdır.
Hatta evlilik ile ilgili meşhur "Erkekler eşlerinin değişmeyeceğini düşünerek evlenir, kadınlarsa eşlerinin değişeceğini düşünerek" sözünde de vurgulandığı gibi kadınlar eşlerinin, sevgilerini üstünde yarattıkları "düşlerindeki" erkek olmasını bekler.
Bir başka örnek ise çoğu zaman kendine kötü davranan ve/veya sosyal veya fiziksel olarak kendine denk olmayan bir erkeğe her şeye rağmen delicesine kapılmış ve "her şeye rağmen seviyorum" diyen kadınlar da olabilir.
Erkeğe gelirsek erkek sevmek için önce sevilmek ister en azından ilgilenilmek isterler. Erkeklerin pek platonik aşklar yaşamaması, sanatçı vb. ünlü kadınlara platonik aşk-sevgi duymaması bundan olabilir. Öte yandan erkekler bir kere kendilerinde ilk kıvılcımı yakacak sevgiyi aldıklarında, bunu hızla içlerinde büyütebilirler. Tarihteki büyük aşk hikayelerinde, sevgili için (çoğu zamanda kayıp edilen sevgili için) yaratılan büyük yapıtların arka planında bu vardır. Bu aynı zamanda romantizme önem veren kadınlar olmasına rağmen romantik yapıtların büyük bölümünün neden erkekler tarafından oluşturulduğunu açıklayabilir.
Belki erkeklerin kendilerine ilk sevgiyi veren annelerine benzer kadınları aramaları da bu nedene dayanıyordur.Erkeklerin evlenmeden önce onlara ilgi-sevgi-hayranlık gösteren eşlerinin değişmemesini istemesi ve beklemesi de bundan olabilir.
Belki erkeklerin kendilerine ilk sevgiyi veren annelerine benzer kadınları aramaları da bu nedene dayanıyordur.Erkeklerin evlenmeden önce onlara ilgi-sevgi-hayranlık gösteren eşlerinin değişmemesini istemesi ve beklemesi de bundan olabilir.
Metnin bundan sonraki bölümü aldığı sevgi ve ilgiden şımarmayan kadın ve erkekler için;
Büyük sevgi ile başlamış ilişkilerde, ilişki eskidikçe kadınların, sevdiklerine daha az sevgi vermesi ve daha çok sevgi-ilgi beklemesi kırılması zor bir kısır döngü.
Erkek eskisi kadar sevgi-ilgi alamadığı için şikayetçi ve içindeki sevgiyi büyütemiyor. Artık kendine ve eşine eskisi kadar özenmeyen kadınsa "nerede eski romantik sevgilim-kocam" diye sızlanıyor.
Hale çocuk olduktan sonra kadınların sevgilerini ve ilgilerinin büyük bölümünü doğal olarak çocuğa-yeni oluşturduğu aşkına kaydırıyor ve çoğunluk evlilik sorunları bundan sonra başlıyor.Çoğu zaman çocuklar, eşin çok önüne geçiyor.
Ebru Şallı'nın "Kocam çocuğumdan önce gelir açıklaması" tepki çekse de, uzun ve sağlam bir ilişki için bu dengenin birbirine yakın olması şart.
Eskiden yazdığımız veya bize yazılmış şiirlere -mektuplara bakıp, eski günleri anarak avunmak istemiyorsak tabii.
Büyük sevgi ile başlamış ilişkilerde, ilişki eskidikçe kadınların, sevdiklerine daha az sevgi vermesi ve daha çok sevgi-ilgi beklemesi kırılması zor bir kısır döngü.
Erkek eskisi kadar sevgi-ilgi alamadığı için şikayetçi ve içindeki sevgiyi büyütemiyor. Artık kendine ve eşine eskisi kadar özenmeyen kadınsa "nerede eski romantik sevgilim-kocam" diye sızlanıyor.
Hale çocuk olduktan sonra kadınların sevgilerini ve ilgilerinin büyük bölümünü doğal olarak çocuğa-yeni oluşturduğu aşkına kaydırıyor ve çoğunluk evlilik sorunları bundan sonra başlıyor.Çoğu zaman çocuklar, eşin çok önüne geçiyor.
Ebru Şallı'nın "Kocam çocuğumdan önce gelir açıklaması" tepki çekse de, uzun ve sağlam bir ilişki için bu dengenin birbirine yakın olması şart.
Eskiden yazdığımız veya bize yazılmış şiirlere -mektuplara bakıp, eski günleri anarak avunmak istemiyorsak tabii.
Yorumlar
Yorum Gönder