Soysal Paylaşım Mı, Teşhircilik mi?




Son 5 yılın en önemli trendlerinden biri sosyal medya  ve bu mecralar üzerinden yapılan paylaşımlar.

Geçen bir TV programında psikolog Çağatay Öztürk her yaptığını sosyal medya da paylaşmanın, her konuda  twitter da anında bir şeyler yazmanın normal olmadığını "twitter'da her yaptığını yazanlar teşhirci, onların yazdıklarını okuyanlar da röntgenci, tabii ki kontrolsüz ve aşırı kullanımından bahsediyoruz. Ayrıca bunu söyleyen de ben değilim. Yapılan araştırmalar, psikolojinin temelini oluşturan teoriler bize bunu söylüyor. Bir kez daha söylüyorum, üye olup yazanlar teşhircilik, onları takip edenlerde de röntgencilik ruhu vardır. "Ben şu an duştayım", "öpüştüm", "Çok heyecanlı bir gece geçirdim" demek normal bir şey mi? Bu teşhirciliktir. Bunları yazanlar, öz güven sorunu yaşayan kişiliklerdir. Teoriler de aynı şeyleri söylüyor! 


Çok aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilim. Facabook da hafta 2-3 defa baktığım bir sayfam, linked-in de iş arkadaşlarımı takip ettiğim bir hesabım, yine çok aktif kullanmadığım twitter ve four-square hesaplarım var.
Ayda en fazla 2-3 defa "twitt" atmaya değer olaylar bulurum ve diğerleri ne yazmış pek merak etmem
Sanırım en aktif olduğum sosyal medya mecrası bu blog ve  milliyet blogda yazdığım yazılar.

Her ne kadar Çağatay Öztürk'ün yorumu aşırıda bulsam da, ben de bazen grup olarak yedeğimiz yemeğin veya tatilin fotoğraflarında daha eve varmadan etiketlenmekten, twiterda her yaptıklarını paylaşanlardan, kim ne yapıyor, ne yazıyor diye takip etmek için telefonlarını ve tabletlerini ellerinden bırakmayanlardan ben de  çok hoşnut değilim.


Blog yazmama gelince; Blogda olsa kurgusu olan bir yazı yazmanın bilinçli ve düşünsel katkı  gereken bir eylem olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla genelde tepkisel davranışlar olan teşhircilik ile pek ilgisi olamayacağını düşünüyorum.
Tabii her yazma eyleminin içinde kendini anlatma ve başkalarınca okunma isteğinin olduğu gerçeğini dışlamayarak.

Bu konularda sizin düşünceleriniz ne ?

Yorumlar